Buradasınız :  Makaleler/ Nefislerin Tezkiyesi: Kurban
Kategori:
Makaleler
10342 kez Okunmuş

Nefislerin Tezkiyesi: Kurban

Peygamber Efendimiz (s.a.v) hicretin ikinci senesinde, Sevik Gazvesi’nden sonra Medine’ye geldiğinin ertesi günü, (Zilhicce’nin onuncu günü) müminlerle birlikte mescitte ezansız ve kametsiz iki rekat namaz kıldırdı ve hutbe okudu. Bu hutbede müminlere kurban kesmelerini emretti. İki cihan serveri (s.a.v), satın aldığı semiz, boynuzlu beyaz iki koçtan birini keserken, “Allahım! Bu, senin birliğine ve senden bana gelenlere iman eden bütün ümmetim namınadır” diye buyurdu. İkincisini keserken de şöyle buyurdular: “Allahım! Bu da, Muhammed ve Muhammed’in ev halkı içindir.” Bu kurbandan kendileri, ev halkı ve yoksullar yediler. İşte İslam’daki ilk Kurban Bayramı budur!


KURBAN TESLİMİYETİN BİR GÖSTERGESİ

Kurban kesen kimse adeta şöyle demiş olmaktadır: Ya Rabbi! Senin yolunda, senin rızanı kazanmak uğruna maldan-mülkten, sevdiklerimden ve hatta canımdan geçmeye hazırım. İşte bu kurbanı benim bu imanımın ve teslimiyetimin bir göstergesi olarak yine senin adınla kesiyorum. Bu kurbanın toprağa dökülen kanı, sana verdiğim sözde, imanımda ve ihlasımda bütün benliğimle sabit-kadem olduğumun tasdikidir. Kabul eyle ve beni bu yolda daim eyle...

Kurban Allah’a yaklaşma ve O’nun rızasını kazanma vesilesidir. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “Biz her ümmete kurban ibadeti koyduk ki Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanları keserken Allah’ın adını ansınlar. Şunu unutmayın ki hepinizin ilahı bir tek ilahtır. Öyleyse yalnız O’na teslim olun. Sen ey Rasulüm! O alçak gönüllü, samimi ve ihlaslı olanları müjdele!” (Hac, 34)

KURBAN BİR İMTİHAN SEBEBİDİR

Allah kurban kesme emriyle kullarını imtihan etmekte, onların takvalarını, ilahi emre itaatteki titizliklerini, Allah’a yakınlık derecelerini ölçmektedir. Bu husus ayet-i kerimede şöyle belirtilir: “Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır; fakat O’na sadece sizin takvanız ulaşır. Sizi hidayete erdirdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız diye O, bu hayvanları böylece sizin istifadenize verdi. (Ey Muhammed!) Güzel davrananları müjdele!” (Hac, 37) Bu ayette de görülüyor ki, kesilen kurbanlarda gaye, ihlas, takva ve Allah’a yaklaşmadır. Allah rızasından yoksun olarak kesilip dağıtılan etlerin, akıtılan kanların, ne kadar çok olursa olsun, Allah katında hiçbir değer ve kıymeti yoktur.

KURBAN KESMENİN FAZİLETİ

Rasulullah Efendimiz (s.a.v) hali vakti yerinde olan birinin Kurban Bayramı’nda yapacağı faziletli ameli şöyle ifade etmiştir: “Ademoğlu kurban bayramı günü, Allah katında kurban kesmekten daha sevimli bir iş yapmamıştır. Şüphesiz o kesilen kurban kıyamet günü boynuzları ve kılları ile gelir. Hiç şüphe yok ki, kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında kabul görür. Öyle ise gönüllerinizi kurban ile hoş edin.”

Bir kurban bayramı günü Rasulullah (s.a.v), Hz. Fatıma’ya (r.a), “Ey Fatıma! Kalk ve kurbanının yanına giderek (onun kesilmesine) şahit ol! Zira ondan akıp yere düşen ilk kan ile birlikte Allah Teala’nın senin geçmiş günahlarını bağışlaması vardır” dedi. Hz. Fatıma (r.a), “Ya Rasulullah, bu durum sadece bize mi özel yoksa bütün müminler için de geçerli mi?” diye sordu. Rasulullah (s.a.v), “Bütün müminler için…” buyurdu.

Allah kurban kesme emriyle kullarını imtihan etmekte, onların takvalarını, ilahi emre itaatteki titizliklerini, Allah’a yakınlık derecelerini ölçmektedir.

AİLEDE BİR KİŞİNİN KURBAN KESMESİ YETERLİ MİDİR?

İslam dininde; ailede “mal birliği” değil “mal ayrılığı” prensibi vardır. Yani bir aile içinde de olsa herkesin malı kendisine aittir. Bir kimse, babasının, eşinin veya oğlunun servetiyle zengin sayılamaz. Baba fakir olduğu halde oğlu; koca fakir olduğu halde karısı zengin olabilir. Bu bakımdan aile içinde, diğer şartlarla beraber kimler dinen zengin sayılırsa, sadece onlar kurban kesmekle yükümlü olurlar. Hepsi zengin sayılırsa, her birinin, ayrı ayrı kurban kesmesi gerekir. Aile içinde zengin sayılan kimse yoksa hiç biri kurban kesmekle yükümlü olmaz.

KADIN KURBAN KESEBİLİR Mİ?

Hayvan kesiminde, bu işlemi yapacak kişinin akıl ve temyiz gücüne sahip, Müslüman veya ehl-i kitap olmasının dışında bir şart bulunmamaktadır. Bu şartları taşıyan kişi, kadın olsun, erkek olsun kurban kesebilir.

KURBAN KESMEYİP DEĞERİ FAKİRLERE VERİLSE

Kurbanlık hayvan satın almayıp, onun yerine parasını fakirlere dağıtmakla veya hayır kurumlarına bağışlamakla kurban sorumluluğu yerine getirilmiş olmaz. Çünkü böyle yapmakla kurbandan beklenen amaç gerçekleştirilmiş olmaz. O halde kurban kesmekle mükellef olan kimseler, ancak dinimizin belirlediği hayvanlardan birisini alıp onu kurban kesim vakti içinde kesmekle bu sorumluluğu yerine getirmiş olabilirler.

Özellikle “hayvan hakları”, “hayvan kıyımı” gibi sözlerle kurban ibadetine dil uzatanların bu tavrının dinimiz açısından hiçbir önemi ve geçerliliği yoktur. Bu sözlerle insanların aklını karıştırmak isteyenler, çeşitli eğlence ve kutlamalar için katledilen hayvanları ve onların kesilme sebeplerini biraz düşünseler daha iyi olur. Hayvanlar, süs olarak sevilmek ve ölünce toprağa gömülmek için yaratılmamıştır. Yüce Yaratıcı onları, insanların hizmetine sunmuştur. Onlar, Yüce Allah’ın isminin zikredilerek kesilip yenilmesi, istifade edilmesi ve sahibine şükredilmesi için yaratılmıştır.

Kurbanda niyetimiz Allah rızasını kazanmak olmalıdır. Gavs-ı Bilvanisi Seyyid Abdülhakim (k.s) buyurmuştur ki: “İnsan, amellerini cenneti kazanmak veya cehennem korkusu için değil, sadece Allah dostluğunu ve rızasını kazanmak için yapmalıdır.”
 
 
Hüseyin Okur – Semerkand Aile Dergisi,

 


Bu Yazılarda Dikkatinizi Çekebilir